Header Ads

Obsesif Kompulsif Bozukluk - (SAPLANTI-ZORLANTI BOZUKLUĞU)

OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUK (SAPLANTI-ZORLANTI BOZUKLUĞU)

       Söz konusu çocuklar olunca birçok sorunun onlarda görülmeyeceği düşünülmektedir. Oysa bilimsel adı obsesif-kompulsif olan bu rahatsızlık çocukluktan yetişkinliğe kadar her insanda görülebilmektedir. Kaygı bozuklukları alt kategorisinde yer alan obsesyon ve kompulsiyon semptomlarını içeren ruhsal bir bozukluktur. Obsesyonlar tekrarlı, ısrarcı, istemsiz gelen düşünce, imge ve dürtülerdir. Kirlilik, hastalık bulaşacağı düşüncesi, kötü bir şey olacak düşüncesi, birinin öleceği veya hastalanacağı korkusu, simetri, cinsel içerikli düşünceler, anlatma, sorma onaylatma ihtiyacı buna örnek gösterilebilir. Kompulsiyonlar ise obsesyonlara tepki olarak ya da katı bir biçimde uygulanması gereken kurallarına göre yapmaktan kendini alıkoyamadığı yineleyici davranışlar(Örn: El yıkama, düzene koyma, kontrol etme) ya da zihinsel eylemler(Örn: Dua etme, sayı sayma, birtakım sözcükleri sessizce söyleyip durma). Davranışlar, zihinsel eylemler, sıkıntıdan kurtulmaya veya var olan sıkıntıyı azaltmaya, korku yaratan olay-durumdan korunmaya yönelik olup çok aşırı bir düzeydedir.
     Çocuklarda da aynı yetişkinlerde olduğu gibi kriterler aynıdır fakat çocuklar obsesyon ve kompulsiyonların aşırı ve anlamasız olduğunun farkında olmayabilirler. Yapılan araştırmalara göre çocukluk çağında OKB'nin ortalama başlangıç yaşı 7- 12‟dir.


         Sınıfınızda, uzun saatler süren ve üretken olmayan bir biçimde ödev yapan, yazdıklarını sürekli silip yeniden yazan kelimelere, harflere, ayrıntılara takılmadan ödevlerini bitirmekte güçlük çeken, ellerini yıkarken bol su ve sabun tüketen, tuvalet kağıdını bol kullanan, yıkanmaktan kızarmış elleri olan, istemsiz yinelenen aşırı korku ve saplantılı düşünceler yaşayan, odalarına başkalarının girmesi ve eşyasını ellemeyi tolere edemeyen, bazı aktivitelerden kaçınmayı seçen öğrenciniz varsa hemen aileyle görüşmeniz gerekmektedir. Bazı durumlarda aile çocuğundaki bu yineleyen takıntılı davranış ve düşünceleri fark etmeyebilir. Hatta aileler çocuklarını çok titiz, ayrıntıcı, düzenli, temiz olarak nitelendirilebilir ya da bu ısrarlı ve aşırıya kaçan düşünce ve korkuları yüzünden fazla tepki gösterip paniğe kapılabilirler. Bu bozukluk aile çatışmaları, sosyal çekilme ve okul başarısızlığına yol açabilir ve tedavi edilmesi gerekir. Bu durumda çocuk hakkında yargıya varmadan önce aileyi psikiyatriste yönlendirin.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.